Tarihsel verilere bakıldığında ABD’deki Borsa yatırımcılarının artan Fed’in yakında faizleri artırmasıyla ilgili endişelenmesine gerek yok. S&P 500, 1993 yılından bugüne Fed ilk faiz artırımını yapmadan önceki üç ayda ortalama yüzde 2,5 değer kazandı.
UBS Küresel Varlık Yönetimi Stratejistleri de politika normalleşmesinin kuvvetli şirket kârlarını kötü etkileyebileceğine dair bir beklenti yaratmaması gerektiğini söyledi. Stratejistler, “Piyasalardaki son satışların biraz fazla olduğunu düşünüyoruz” diye ekledi.
Morgan Stanley’in modeline göre ise “eski şoklar dikkate alındığında” bu düşüşler uzun sürmeyebilir. Teknoloji hisselerinde tahvil getirilerindeki yükselişe bağlı düşüşlerin yaşandığı önceki 5 dönemi ele alan kurum stratejistleri, yüksek değerlemeye sahip teknoloji hisselerinden oluşan bir sepetin tepeden dip seviyeye ortalama %18 düştüğüne, son dalgada bu oranın şu anda %15’e ulaştığına işaret etti.
Stratejistler ayrıca S&P 500’ün son dalgadaki performansının, önceki örneklere göre daha iyi olduğunu ve önceki örneklerdeki kayıpların yarısından az düşüş kaydettiğini belirtti.
Aralarında Christopher Metli ve Amanda Levenberg’in yer aldığı Morgan Stanley stratejistleri, bununla birlikte piyasanın genelinin Fed’in faiz artırımları ve tahvil getirilerindeki yükseliş nedeniyle kırılgan olabileceğini, S&P 500 ve Nasdaq 100’ün önümüzdeki iki hafta “ılımlı düşüşler” yaşayabileceğini ve “rallilerin satış fırsatı olarak değerlendirilmesi gerektiğini” belirtti.
Öte yandan UBS Global Wealth Management’in bir çalışması, yine tarihsel örnekler ele alındığında, faiz artırımları öncesi hisselerin çok fazla etkilenmeyeceğini öngörüyor.
Buna göre 1993’ten bu yana S&P 500 endeksi Fed’in ilk faiz artırımlarından önceki 3 aylık süreçte ortalama %2,5 yükseliş kaydetti. Kurum raporunda, “Politika normalleşmesi şirketlerin kar büyümesi görünümünü olumsuz etkilemeyecektir ve son satış dalgası biraz aşırıya kaçmış görünüyor” denildi.